6 Şubat 2019 Çarşamba

5 Oldu

Daha çok para, daha çok eşya, daha çok yemek... Hepsi içimizdeki duygusal boşlukları doldurmak için istediğimiz şeyler. Oysa duygu deliklerini duygu iplikleriyle yamamak gerekir.

Doruk gelip boşluklarıma yama olunca fark ettim bunu. Çok sevince, çok sevilince. Çok sarılınca, göz göze kahkahalar atınca. Çocukluğumda oynamadığım kadar oyunlar oynayıp nefes nefese kalınca. Hayal gücümün dibini bulup daha önceden hiç anlatılmamış masallar uydurunca. Alnının ateşi dudaklarımı yakınca. Öyle ilaç kokularıyla baygın kollarıma yatınca. Gözleri korkuyla büyüyüp acı içinde ağlarken minik ellerini bana uzatınca. Görmesin diye göz yaşlarımı içime içime akıtınca.

Ama iyi ama kötü duygularla boşluklarımı yamadı. Ve ben... Hepsini kabul ettim, ayırmadan, kayırmadan.

Şimdi biliyorum. Hayat bu. Boşluklarla dolu. Hep bir şeyler olacak ve yollarım yara alacak. Ve o yaraları neyle saramayacağımı biliyorum artık. Neyle sarabileceğimi de.


Ve oğlum... İyi ki doğdun desem yetmez içimdeki coşkuyu anlatmaya. Doğum günün kutlu olsun desem yetmez doğumunu kutlamaya. Hep çocuklar annelerine borçlu hissettirilir ya, öyledir anneler hep verir. Sen hiç öyle hissetme. Sana verdiklerim senin verdiklerinin, kazandırdıklarının yanında hiçbir şey değil. Seni çok ama çok seviyorum da nasıl anlatsam bilemiyorum.

..Annen..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder