30 Aralık 2016 Cuma

Dünya İyiye Gitmiyor Olabilir.. Ben İyiye Gideceğim.

Anne olduktan sonra mı yoksa otuzumdan sonra mı oldu bilmiyorum (belki ikisi denk geldi ve sebep oldu), kendimi tanımaya ve daha iyi anlamaya başladım. Farkındalığı arttıkça insan daha çok deşiyor içini. Deştikçe de her geçen gün aslında kendini daha iyi tanımaya başlasa da çok daha az tanıdığını keşfediyor. İçimde başka biri varmış meğerse bugüne kadar farketmediğim, hatta başka birileri. İşte her gün bir başkasıyla tanışıyorum ne kadar tanışabilirsem artık ve daha kimler, neler vardır diye merak ediyorum.

Sabah metroda dört çocuklu yabancı bir kadınla karşılaştım. Bir iki dakikalık bu karşılaşma içimdeki huzursuz anneyle tanıştırdı beni. Farkında olmadan içimde taşıdığım ama hayatımın her anını derinden etkileyen. Ne zaman bu kadar anne oldum bilmiyorum, ne zaman bu kadar gerildim bilmiyorum. Ama sırtında, iki elinde ve bir de yanındaki çocuklarıyla bir kadının bana ayna tutabileceği farkındalığa ulaştığım için çok şanslıyım belki de. Çünkü farkına vardığında insan silkinip atabiliyor her şeyi, içindeki kendini bile. 

Kadının bana tuttuğu aynada kendime baktım. Ve dehşetle dedimki oğlumun geleceği için endişelenmeyi bir kenara bırakmalıyım. Geleceği ona bırakmalıyım çünkü. Bir şekilde halledeceğine inanmalıyım. Onu öyle yetiştirmeliyim. Asıl derdim bu olmalı. Onun geleceği için çalışıp, kaygılanıp ona da kendime de haksızlık etmeyi bir kenara bırakmalıyım. Yaşadığımız ülkenin şartlarından etkilenerek yapıyorum belki, o dört çocuklu anneden farkım bu. Ama onu şimdiden bu ülkenin koşullarına hapsetmiş oluyorum böyle yaparak, düşünerek, hissederek. Vazgeçmeliyim bundan. Geleceği ona bırakmalıyım. O halleder, unutmamalıyım. Dünya onun çünkü. Bunu öğrenmesi yeter. İçi bir dünya çünkü. Bunu öğretmem yeter.

Ben yeni yıla en büyük endişemi içimden söküp atarak giriyorum. Geleceğini olması gerektiği gibi oğluma bırakıyorum. Siz de öyle yapın. İçlerinde kocaman bir dünya var, unutmayın. Ve bu dünyayı endişelerinizle sınırlamayın.