7 Şubat 2018 Çarşamba

4 Oldu!

Dündü. Mutfak tartısında bir kasenin içinde tartıyorduk seni. Aldığın birkaç grama mutluluk gözyaşı döküyorduk.

Şimdi.. Koca bir dünya oldun. 4 oldun. İyi ki doğdun.

Sanki bir haltmış gibi çok çabuk büyüyorsun. Sen büyüdükçe ben birikiyorum. Biriktiklerimi anlatmam lazım sana. Şimdi, daha fazla büyümeden.

Kendini sev, çok sev. Kendine kız bazı bazı, kabul. Ama hep barışık ol, hiç küsme. Hep mutlu ol. Ama hayat toz pembe değil. Grilere de gülümse. Mutlu olmanın sırrı bu, inan bana.

Hazırlanmadan yaşamak gerek, daha çok. Sürekli hazırlık içindeyiz ve bu hazırlığı hayat sanıyoruz. Biz sahne arkasında hazırlanırken oysa, hayat sahnede akıyor. Hem de hızlıca. Bırak hazırlanmayı! Plan yapma demiyorum sana. Daha az yap. Planladıklarını uygula, daha çok. Bir gün "Dolu dolu yaşadım ben hayatı." demenin tek yolu bu çünkü.

Kendini bir yarışta hissetmeni istemiyorum. Yoldasın. Uzun bir yol. İstediğin zaman değiştirebileceğin bir yol. Birlikte yolculuk ettiğin insanlar var, rakiplerin değil. Yol arkadaşları bul kendine, birlikte yürümekten keyif alacağın. Destek olmaktan gocunmayacağın, desteğini istemekten çekinmeyeceğin. Hırslı insanlar yarıştan keyif alır. Oysa herkes yarışa itilir. İstersen yarışa kendin girersin. İstemediğin sürece seni dışına çekeceğim.

Hata yapmaktan korkma. Hatalarla büyüyeceksin. İnsanın önündeki en büyük engel, hata yapma korkusudur. Bir de hata kabul etmeyen ebeveyn. Hata yap diyorum bak. Bu lüksü kullan.

Bir gün yapmaktan keyif alacağın işle karşılaşmanı, bu karşılaşmanın içinde kocaman bir kıvılcım oluşturmasını tüm kalbimle diliyorum. Herkes bu şansa erişemiyor. Kendini tanıyarak büyümeni istiyorum. Çünkü büyüdükten sonra kendini tanımaya çalışmak çok yorucu, yıpratıcı oluyor. Ama yine de.. Tatmin olmuyorsan istediğin şey o değildir. Daha fazlası da seni tatmin etmeyecek. Bırak gitsin. Yeniden başlarsın.

Hırsla bağlanmanın kölelik, vazgeçmenin özgürlük olduğunu unutma.

Bir gün aradığın şeyin ne olduğunu bilmediğini farkedersen yapman gereken şey bir adım geri atmak. Bir de ordan bakmak. Aradığın şey muhtemelen anlam. Hep öyledir çünkü. Ve anlam, daha az şeyde var. Çok az şeyde var. Tam da bu yüzden az, çoktur aslında. Az, çoktur. Bunu sakın unutma. Ve aradığın 'anlam'ı bulduğun zaman bırakma.

Çok çalışırsan, bir şey için çabalarsan mutlaka yaparsın diyecekler. Belki bir gün ben de diyeceğim. Çünkü bu kalıplaşmış bir şey, büyürken kulağımıza küpe yapılmış, bilinçaltımıza işlemiş. İnanma. Olmayabilir. Hayat öngörülemez çünkü. Kontrol altında sandığında bile değildir aslında. Ama.. Olma ihtimali için çok çalışmalı ve çabalamalısın.

Bir gün koca bir adam olduğunda, bir sabah uyandığında istediğin gibi biri olmadığını görebilirsin. Ama belki de geçmişte bir zaman istediğin gibi biri olmuşsundur. İstekler her zaman değişir. Ve şu an istediğin genelde olmadığındır. Bunun farkında ol. Ne olursan ol, olduğun kişiden memnun ol. Yine de.. Durduğun yerden memnun değilsen, durma. Yerini değiştir.

Ve bir de..

Beklenti.. Ne ağır bir kelime! Seni beklentilerimle yormak en son isteyeceğim şey bile değil. Yine de zor bir beklentim var senden. Çok ama çok rahat bir insan olmanı bekliyorum. Rahatlığınla beni çıldırtmanı istiyorum. Çünkü ben öyle değilim. Ve sen öyle olursan büyürken çok çatışacağımızı da biliyorum. Ama çıldırmak pahasına da olsa öyle olmanı istiyorum. Çünkü rahatlık çok büyük bir lüks. Çok kıskandığım, çok özendiğim bir lüks. Hani sana ısrarla bir şey söylediğimde şarkı söyleyip beni hiç sallamıyorsun da ben çıldırıyorum ya, doğru yoldasın işte :)


"-Uçacak mısın Doruk?
 -Ama benim kanatlayım yok."

Var. Sen büyüdükçe büyüyecekler. Büyüdükçe büyüsünler. Doğum günün kutlu olsun oğlum.


..Annen..