12 Haziran 2018 Salı

Bazıları Bilsin İstedim

Farkında olmak çok zor bir şey. Empatik olmak. Ben çok fazla farkındaydım çok kısa bir süre öncesine kadar. Kendim hariç herkesin. En zoru da hep herkesin farkında olup kendi farkına varamamak. Anne olmaktan mı yaş almaktan mı bilmiyorum kendimi fark etmeye başladım. Oğlum için iyi bir çocukluk nasıl geçirilir diye araştırırken kendi çocukluğumu gördüm. Daha önce hiç görmediğim gibi. Daha önce hiç böyle bakmamıştım.


Etrafımda öz farkındalığa sahip üç bilemedin dört kişi var. Ki bu sayı bana yakın olan insanların içinden değil, tüm tanıdıklarımın içinden. İnsanlar kendilerini fark etmiyorlar çünkü. Çünkü insanların tek derdi ben herkesin, her şeyin farkındayım demek. Çünkü insanların tek derdi ‘ben’. Ama aslında kimse hiçbir şeyin, hiç kimsenin farkında değil. 

İçimde deli bir yolculuk var. Sonu olmayan bir yolculuk. İçimde böyle bir yol olduğunu fark edebilmem bile müthiş bir şey benim için. Kendime döndüm daha çok. Etrafımdaki insanlar bana daha sakin olduğumu söylüyorlar. Bazen de daha umursamaz. Aslında öyle değil. Enerjim sadece kendi yolculuğuma yetiyor. Kalanı da sadece oğluma saklıyorum. O yüzden normalde beni öfkelendirebilecek şeylere kayıtsız kalabiliyorum. O yüzden benden yardım bekleyen insanlara bile kayıtsız kalabiliyorum. Eskiden sadece başkalarına harcadığım enerjimi artık kendime harcıyorum. 

Kayıtsız kalmak deyimini özellikle kullandım. TDK’dan bakarsanız önem vermemek, umursamamak yazar karşılığında ama benim anlatmak istediğim biraz daha farklı bir şey. Bazı hisleri sözcüklerle anlatmak çok zordur. Kayıtsız kalmak aklıma gelen en yakın söz. Ama tam olarak anlatmıyor işte. Kayıtsız kalıyorsam önem vermediğimden ya da umursamadığımdan değil çoğu zaman. Kendi yolumda, kendi yolculuğumdayım şu an. Bana dokunmasın kimse, benden temas beklemesin hiç kimse. Bu kadar.

Hepimiz anlaşılma çabası içindeyiz. Bilerek ya da bilmeyerek. Anlaşılmak ve kabul edilmek istiyoruz. Olduğumuz şeyi bilmesek de olduğumuz gibi. Ben şu an kendimi anlamaya, anladığımı kabul etmeye çalışıyorum. Yolum çok uzun ve yalnız yürümeye ihtiyacım var. O sorgulamadan, yargılamadan sadece anlamaya çalışan Esin bir süre için kullanım dışı, kendiyle meşgul. Bazen aradığınızda açmayacağım, konuşmak istediğinizde dinlemeyeceğim. Anlamaya çalışmayacağım. Anlatmaya da. Bu kimseyle ilgili değil. Sadece benimle ilgili.

Okuduğum anda benim kalemimden çıkmış hissi veren bir söz var. ‘İçimde gitgide derinleşen bir sessizlik var. Hiçbir şey ifade edemedikleri için yorgunluk veren sözcükler sessizliğime çarpıyor.’ Etty Hillesum toplama kampında günlüğüne yazmış bu sözleri. İyileşmek için sessizliğe ihtiyacım var, mutlak sessizliğe. Ve sessizliği bozanlara sessizliğimle haykırmak istiyorum. ‘Sessizliğime çarpma.’

Bazıları bilsin istedim, bazıları üstüne alınsın bu yazdıklarımı. Üstüne alınıp kırılmasın ama. Üstüne alınıp benim için önemli olduğunu anlasın. Sabahın köründe bunları yazacak kadar. Ya da daha çok.