26 Temmuz 2016 Salı

Oturduğunuz Yerden Ağaç Dikmek İstemez miydiniz?

Hepimiz doğa aşığıyız. Hepimiz doğayı korumak için yanıp tutuşuyoruz ya. Ama vakit yok ya da nakit yok ya. İşte buyrun. Aslında hiçbir şey yapmadan da ağaç dikebilirsiniz.


Ecosia... 2009 yılının sonunda kurulmuş bir arama motoru. Reklam gelirlerinin %80'ini Afrika'da ağaç dikme projelerine ayırıyorlar. Yaptığınız her aramada bir ağaç dikildiğini düşünsenize. Evet, ecosia böyle bir şansı sunuyor size. Ecosia ağaç dikimi için gerekli parayı kazanırken ortak firmaları Weforest de bu ağaçları dikiyor. Ve bağış makbuzlarını düzenli olarak paylaşıyorlar. Yani o ağaçlar gerçekten dikiliyor.

Google kullanıcıları için google sonuçlarını görüntüle seçeneği de var. Gerçi ben denedim aynı sonuçlar gelmiyor ama bu benim teknoloji özrümden kaynaklanıyor da olabilir. Bir ayarı varsa yapamamışımdır, atlamışımdır falan. Her neyse sonuçlar başarılı ya da başarısız ben ecosia kullanıyorum artık. Sağ üst köşede dikimine yardımcı olduğunuz ağaç sayısını görüyorsunuz. O sayı arttıkça mutlu oluyor insan.

Şimdiye kadar 4.727.452 ağaç dikmişler ve sayı giderek artıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Dünyadaki internet kullanıcı sayısını hesaba katacak olursanız, eğer bu arama motorunun kullanımı artarsa Afrika'daki kuraklık bitebilir demek. Yerinizden kalkmadan dünya için bir şey yapmak istemez misiniz?

15 Temmuz 2016 Cuma

D-Man Dinozor Müzesi'nde

İtiraf ediyorum. Burnumuzun dibindeki müzeden uzunca bir süre haberim yoktu. Oysaki dinozorlar Doruk'un en sevdiği canlılar. Evet canlılar diyorum. Çünkü aslında nesilleri tükenmiş sanılsa da son bir yumurta kalmış ve milyonlarca yıl sonra çatlamış. İnsanlardan korktuğu için saklanıyormuş ama tesadüfen Doruk'la karşılaşmışlar ormanda ve arkadaş olmuşlar. Şşşşş! Kimse duymasın. Doruk'un camının önündeki ağacın tepesinde bazen buluşuyorlarmış. Doruk dinozora sandviç ve portakal suyu götürüyormuş, dinozor da ona elma veriyormuş. Çok yakın arkadaşlarmış. Sormayın :)

Her akşam uykudan önce kitap okuyoruz ama bazı akşamlar kitap yerine hikaye istiyor Doruk. Konuyu çoğu zaman kendi belirliyor. Bir akşam Doruk'la dinozoru anlat dedi. Ve böyle bir hikaye çıktı ortaya. Sonra gelişti, değişti. Dinozor bize yatıya bile geldi :)

Ve ben biraz geç olsa da Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde dinozor müzesi olduğunu duydum. Gitmemek olmazdı. Doruk'a dinozor müzesine gidiyoruz dediğimde heyecanını görmeliydiniz. Gidene kadar "bis dinosoylaya gidiyoyus dimi? dinosoylay yapıyo? dinosoylayı sevices dimi? dimi?" deyip durdu. Kapanış saatini yanlış biliyormuşum, gittiğimizde kapanmıştı. Dinozorlar çok yorulmuş, uyuyorlarmış diye geri döndük. Yarın geleceğiz yine dedik. Ertesi gün o yoldan geçerken Doruk yeri tanıdı ve "yayın dinosoyları sevmeye gelices dimi?" diye sordu hemen. Yarın olduğunu bugün gideceğimizi anlattık birkaç kez :) Ve sonunda gittik.

Küçük bir müze. Çok fazla dinozor yok. Ama olanı hareket sensörlü, yaklaşınca hareket ediyor, ses çıkarıyor. Çok keyifli yani. Gerçek boyutlarıyla orantılı yapılmamış, belki alanın küçüklüğündendir, bilmiyorum.

Doruk başta korktu biraz. Hareket ettikleri için -ki ben hareketlerini çok başarılı buldum. Göz kırpma, nefes alma efektleri gerçekçi olmuş- tek başına yanaşamadı. Oturma alanlarına oturup hayranlıkla seyrettik önce. Sonra yavaş yavaş tek başına yaklaşmaya da başladı. Ama ara ara arkasını kolladı tabi, biri kafayı uzatıp totoyu götürmesin diye :) "Aaaa dinosoylay -trex- bile vaymış dimi anne?" Sonra arkadaşımızla karşılaştık, Doruk'a "akşam ağaçta buluşalım mı? sandviç getirir misin yine?" diye sordu. 

Küçük bir müze ama dinozor seven çocuklarınızı mutlaka götürün. O heyecanı, o mutluluğu anlatamam. Büyük çocuklar için belki çok tatmin edici olmaz ama Doruk 2,5 yaşında ve onun yaş grubu için çok keyifli. Doruk hala ara sıra "bis dinosoy müsesine gittik dimi? yine gidelim mi?" diye yokluyor. 

Sevgiler.