Kulağa çok mantıklı gelmediğinin farkındayım. Hem
iki ay sürüp hem nasıl kolay olabilir? Ama ben 2 yaşını doldurur doldurmaz
memeyi kesmeye kararlıydım ve iki ay önceden Doruk'u işlemeye başladım.
"Doruk yakında büyüyecek, artık meme emmeyecek." Başlarda
kabullenmedi. "Hayır, bebek bebek." diye itiraz etti :) Ama ben
inatla hemen her gün söylemeye devam ettim. İtiraz ettiğinde "Evet, şimdi
emecek zaten ama yakında büyüyecek, o zaman emmeyi bırakacak." dedim.
Zorlamadım, inatlaşmadım. Oyuncaklarını konuşturdum, kedisi artık emmiyormuş
mesela, büyüdüğü için bırakmış. Fili Doruk büyüyüp memeyi bırakacağı için onun
adına çok sevinmiş. Gibi gibi. Zaman geçtikçe Doruk'un itirazları azaldı.
"Doyuuk buyuuk bebek." oldu bir süre sonra. Sonra bir gün "Doruk
büyüdü artık, yakında memeyi bırakacak." deyince kabul etti.
Doğum gününe iki hafta kala doktoruna gittik. O
da doğumgününün bırakmak için belirgin bir gün olacağını söyledi. Aslında böyle
hüzünlü bir olayı özel bir günle ilişkilendirmemek için doğumgününden bir hafta
sonra bırakacaktım ama "Doruk'un doğumgünü yaklaşıyor. Pasta yapacağız.
Doruk mumlara üfleyecek. İki yaşında olacak. Doruk büyüdüğü için annenin sütüne
ihtiyaç duymayacak artık. Ve annenin sütü bitecek." demek mantıklı geldi.
Zınk diye tamam sen büyüdün demektense mum üfledin büyüdün bak demek daha doğru
gözüktü. Ve öyle yaptım. Doğumgününe kadar iki hafta da bu cümleleri söyledim.
Aslında kabullenme süreci o zaman başladı. Pastayı ve mum üflemeyi istediği
için 'buyuuk bebek' oluverdi :)
7 Şubat... Muma üfledi, pastasını da yedi. Bir
saat geçmedi "Memeeeee" :) "Ama iki yaşında oldun artık, annenin
sütüne ihtiyacın yok, artık sadece mama yiyeceksin, annenin sütü bitti."
dedim. Zaten işe döndükten sonra gündüz emmeyi bıraktığı için çok umursamadı.
İlk gece zor oldu biraz. Emerek uyumaya alıştığı için ben yanında olursam
uyumayacaktı, babasıyla uyudu. Normalde hafta içi kendi yatağında uyuyor, hafta
sonları beraber uyuyoruz. Annem beni bıraktı diye düşünmesini istemediğim için
o gece de yanımda uyumasını istedim. Gece uyandı, ağladı. "Ama Doruk
büyüdü, annenin sütü bitti." dedim. Biraz ısrar etti. Benim de içim gitti.
Memeden kesmeyi dört gözle beklediğim halde ben de buruklaştım, eksik
hissettim. Uzaklaşıyoruz gibi düşündüm. Sonra silkindim, kendime geldim.
İstemesem de uzaklaşmamız gerekmiyor mu zaten? Daha önce bir yerden mi okudum,
yoksa duydum mu bilmiyorum ama aklımda yer eden bir tespit var. İki yaşından
sonra emmeye devam etmek, özellikle erkek bebeklerde, bağımlı kişilik
oluşmasına neden olabiliyormuş. Doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama böyle bir
risk almaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Ben vazgeçmeyince Doruk kabullendi.
Meme diye sayıklaya sayıklaya uyudu kuzum.
Doruk emzik de biberon da almadı. Sudan başka bir
şey de içmeyi sevmiyor. Daha yeni yeni portakal suyu içmeye başladı. Sabah
Mürvet abla süt içirmeyi denemiş, ama midesi bulanmış. Akşam süte çok az keçiboynuzu
unu ekleyip ısıttım. Çikolatalı süt diye içirdim. Biraz peşinden koşarak oldu
ama içti sonuçta. İkinci gece de meme diye uyandı ama gece susadığı zaman da
meme istiyordu zaten, kesmediği zaman su içiyordu. “Doruk artık bardaktan
içiyor sütünü, memeye ihtiyacı yok.” dedim. İtiraz etmedi. Suyunu içti, içer
içmez de yattı. Ama sabah ben çıkmadan uyandı. Çünkü acıkmıştı. Meme istedi ama
kurabiye vereyim mi diye sorunca hemen kabul etti.
Sonraki akşam sütle birlikte kurabiye de verdim.
Sabaha karşı acıkmasın diye. Mışıl mışıl uyudu. Meme maceramız da böylece sona
erdi. Daha önceden kabullendiği ve ben istemediğim için değil de o büyüdüğü için bıraktığımızı bildiğinden çok zorlanmadı ve benim de içim rahat etti. Memeye bir şeyler sürerek bırakmayı hiç düşünmedim. Bağımlı olduğu, müthiş keyif aldığı, hatta huzursuzluğunu acısını sancısını geçiren tek şeyi kıh oldu, hasta oldu diye bıraktırmak hiç içime sinmedi. Kabullenerek, bilinçli bir şekilde bırakmasını istedim. Ve isteyince oluyormuş.