21 Kasım 2014 Cuma

Yemeyen Çocuk Sorunsalı

Hayat çok zor! Evet, özellikle de yemeyen bir bebekle ya da çocukla uğraşıyorsanız çok daha zor. 

Bütün günümüz masa başında geçiyor denebilir. Henüz tek dişi de olsa 'dişlerini' açamayacağım bir güçle sıkan 10 kiloluk bir adamla savaşıyorum, boru değil. Sakin kalabilmek için masa başında olduğumuz sürece ben de sıkıyorum dişlerimi. Sonunda hep ben kaybediyorum. Ama annelik ya yılmadan her seferinde mücadeleye devam ediyorum.

                                                                                          D-Man: "Savaşa hazırım kadın! Yemiycem göreceksin!"

Bir yerde bir şeyi yanlış yaptığımı düşünüyorum ama emin de olamıyorum. 6,5 ayına kadar sadece anne sütü alan Doruk 2 ay ek gıdaya müthiş bir güçle direndi. Yani 8 ay sadece anne sütü aldı desem yalan olmaz. Şimdi 9,5 aylık ve günde 6 tatlı kaşığı bir şey girdiyse midesine ben mutlu oluyorum. Zamanında etrafımdaki tecrübeli annelerin çoğu ek gıdaya erken başlamamı söylemişti. Sonradan yemiyorlarmış. Ben dinlemedim. Günde bir çay kaşığı bir şey versem ne olurdu? Bilmiyorum. Bir yanım sadece anne sütü verdiğim için memnun, diğer yanım acaba? diyor. Verseydim şu an daha rahat yer miydi gerçekten? Bunu bilemeyeceğim ama 4 ayını doldurduktan sonra günde bir çay kaşığına sıcak bakıyorum artık. Acıkınca emmeye programlanmış bir Doruk'la daha çok uğraşırım ben.

Bir de şu yemek yemeye zorlamayın konusu var. Sıkıysa zorlama. Bunu başaran anneleri tebrik ediyorum gerçekten. Ek gıdaya başlamadan önce ben de zorlamayacağım diyordum ama olmuyor. Hadi emiyor karnı bir şekilde doyuyor diyelim, her gün bir hevesle taze çorba ya da yemek yapıyorum 3 aydır. Bir kaşık al, sonra diren değil mi? Tadını beğenmedi derim en azından. Yahu o kadar uğraştım bir tadına bak, belki seveceksin. Yok. Aç bırakmayı da denedim. Acıkmadı diyemeyeceğim. Çünkü başaramadım. Yarım saat sonra acıkmıştır bu çocuk, aç bıraktım çocuğu, ne biçim anneyim ben diye beynim kendi kendini kemirdi. Bir daha denemedim. Bu çocuğun mutlu olması kadar sağlıklı gelişimi de benim sorumluluğumda. Ve ben yemek söz konusu olunca ikisi arasındaki dengeyi kuramıyorum.

Yine tanıdık tecrübeli annelerin çoğu sen ne yiyorsan onu ver, ona özel pişirme, sonra senin yediğin yemekleri yemiyor diyor. Ben uydurup yemekler ürettikçe yanlış yapıyorsun diyor. Arkadaşım yemiyor bu çocuk. Sevdiği bir şey bulurum belki diye uğraşıyorum. Keşke yese, o uyduruk yemeği menülerimin baş tacı yapar kendi yediğim yemeğe dönüştürürüm. Her çocuk aynı olmuyor işte. Kimisi senin yediğin yemeği de yemiyor.

Biliyorum, bu çocuk bir şekilde büyüyecek ve ben canımı sıktığımla kalacağım. Ama elimde değil. Değil işte!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder