16 Aralık 2014 Salı

D-Man Alaçatı'da


Daha sabah olmadı. Yok, ben acıktığımdan falan uyanmadım. Dişim de çıkmıyor, uydurma. Bunlar uyandırdı beni. Bize de böyle anne baba denk geldi. Atsan atılmaz satsan satılmaz artık. Napıcam ben bunlarla? Huzurevine vereyim diyorum, huzurevine de almazlar ki bunları. İnsanda huzur falan bırakmazlar. Kocaman bir vapurdayız şu an. Bu saatte ne zorumuz var çözebilmiş değilim. Du bakim. Güzel kızlar var şurda. Neyse yeaa. Zaten uykum da yoktu. Aslında seviyorum ben bunları. Şşş kız, lüle baş sana diyorum. Adın ne senin? Ben Man, D-Man.





Heyy burası bi harika dostum. Bahçede kahvaltı keyfi diyip durdular yol boyunca. Valla da keyifliymiş. Kadın bu fotoğrafı küçük koyalım. Ağzımın etrafındaki yemekler görünmesin.







Ver yeaa biraz da ben oynayayım. Kız ver dedim. Saçın elime doğru uzanıyor bak. Kimse görmeden asılırım. Sonra da kendimi atarım yere. Beni itti derim. Serseriyim ben. Vermicen mi? Hmmm.. Oldu, ben gidiyorum o zaman.












Sana ver demiştim. Şimdi ben bunu bi güzel yiyim de gör. Sonra arar durursun. Oh olsun işte. Sen bunu hakettin.










Gitti mi gitti mi? Çıkabilir miyim? Yok valla ben yemedim. Ne yiycem onun oyuncağını yeaa? Kedi var. O yemiştir. Zaten sandalyeleri de hep tüy yapmış, kesin kedidir.





Çapulcu Doruk annesiyle çapullara bakarken pozu verelimmiş. Yok yeaa. Bi de ağzım açık çıksın da tam olsun bari. Şşş çektin mi yoksa? Bakmayın bu fotoğrafa, montaj bu. Ağzım açık falan değil yoksa. Hep bu kadının işleri. Neyse bari şurdan bi çapul ver de dişimi kaşıyim. Ver dedim kadın!







Kızın babasıyla tanışcaktık güya. Tüh. Uyuyakalmışız. Niye uyandırmadın beni kadın? Ne derdin var senin benle?

Neyse yeaa. İş işten geçti nasılsa. Ben biraz daa uyuyim.










Kız sinirlenmiş tabi. Haklı aslında. Aradı atar yaptı. Elinde buz kovasıyla bekliyormuş beni. Napıcaksa artık.









Uyuyakalmışım napim. Seviyoruz dedik nafile. Buz kovasını bırakmıycakmış elinden. Çok da tın. Daha yaşım genç benim.








Farkında değilmişim gibi çek kadın. Dur şu şapkayı da takim, yakışıyor bana. Ama sonra hemen çıkarırım ona göre. Huyluyum ben. Takmam kafama bişe. Çektin mi çektin mi? Alaçatı Sokakları'nda tagle beni, unutma. Sonra da şurda oturalım, güzel kızlar gördüm.







Biri yer biri bakar kıyamet bundan kopar bilmiyor musun kadın! Birazdan kıyamet kopacak. Demedi deme. Buldun güzel Ege mezelerini anca yiyorsun bana vermiyorsun. Ondan sonra da bu çocuk bişe yemiyor diye şikayet ediyorsun. Aç bırakıyorsun beni, açlıktan kendi ayağımı yiyorum. Görsün herkes. Bilsinler gerçekleri. Sonra gelip bana 'sen niye yemiyorsun' diye sormasın kimse.







Ne yani bunu mu yiycem ben şimdi? E bu pişmemiş. Ben pişirebilirim ama sıkıntı yok istediğin oysa. Mutfağa götürün beni. Acıktım zaten. Du bakim. Bu kabaktan boş ses geliyor kadın. Çürük bu. Yemem ben bunu. Garson abi, sen bana şu kabak çiçeği dolmalarından versen iki tane. Ama şu kadın görmesin. Söz, büyüyünce gelir öderim parasını.




Geçen sene Kurban Bayramı'nda annem bana hamileyken Alaçatı'ya gelmişler yine. Bu masada waffle yemişler ve benim adım ne olacak diye konuşmuşlar. Bir karara varmışlar mı sizce? Tabiki hayır. Bu sene Kurban Bayramı'nda benle birlikte gelmek istemiş. Aynı masada waffle yemek ve bu fotoğrafı çekmek için. O gördüğünüz kağıt var ya, onun üzerine isim yazıyorsunuz. Geçen sene Esin yazıyordu sadece. Bu sene Esin-Doruk yazıyor. Adımla burdayım işte.

Şimdi siz söyleyin o waffleda benim de hakkım yok mu? Yine götürdü tek başına kadın ya!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder