18 Aralık 2014 Perşembe

Sn Lohusayken

Şimdiki bana sorsanız hayatımın en güzel günleriydi der aslında o ilk annelik günleri için. Çünkü bünyem kötü anıları silmeye programlı. Bu hafta lohusa farkındalık haftasıymış. Ben de o günleri o günkü Esin'in gözünden anlatmaya çalışacağım. Bu konuda ne kadar başarılı olurum bilemiyorum. Çünkü o günlerle ilgili hatırladığım en net şey beynimin uyuşmuş olduğu, ruhumun da beynimden aşağı kalmadığı.

Aslında lohusayken insan farketmiyor. Ben hep böyleydim, farklı bir şey yaşamıyorum diyor ama dışarıdan bakınca kabusun içinde olduğunu dehşetle farkedebiliyorsun. Doğumdan sonra 40 gün boyunca annem yanımdaydı. Ama ben Doruk'la tek başıma ilgilendim. Neden sizce? Neden ben de bilmiyorum aslında. Tek başıma ilgilenmek zorunda olduğumu hissettim. O benim sorumluluğumdu. Altını başkası değiştiremezdi mesela. Her şeyi ben yapmak zorundaydım, hatta 5 dakika uyumaya bile hakkım yoktu. 40 bitince her şeyle ben ilgilendiğim, 'üstesinden gelebildiğim' için annem gitti.

Üstesinden gelebilmiş miydim peki? Evet, Doruk'un her ihtiyacı eksiksiz karşılanmıştı. Ama ben? Benim ihtiyaçlarım? Hadi canım, ne ihtiyacı? Anneydim ben ve benim hiçbir şeye ihtiyacım olamazdı.

Her bebek bir sıkıntıyla geliyor. Çok daha zorunu yaşayanlar var, biliyorum. Şikayet de etmedim hiç. Ama her annenin bir lohusa hikayesi vardır mutlaka. Küçük bir bebekti Doruk. 2700 gr. 3,5 kg'ın altında rahat ememezmiş bebekler. Tecrübeyle sabit. Ememediği için sağarak doyurdum karnını bir aydan uzun bir süre. Küçük olduğu için iki saatte bir. Her iki saatlik periyodumuz şöyle geçiyordu: Önce emmeyi öğrensin diye emzirmeye çalışıyordum. Sonra sağıyordum, göğüs çatlakları yüzünden ağlayarak. Sonra sağdığım sütü içirmek için uğraşıyordum. (Anne notu: Memeyi bırakmasın diye biberon vermememi söyledi doktor. Kaşıkla ya da kadehle vermeyi denedim bir süre. Olmadı. Mecbur biberonla verdim ama memeyi de bırakmadı. Emecek olan çocuk emiyor. Hatta keşke her gün en azından bir kez biberon vermeye devam etseymişim. Ek gıdaya başladığımız zaman biberon almadı çünkü.) Karnı doydu artık dinlenebilirim değil mi? Hayır. İki saat geçti bile. Haydi al baştan. Emzir, sağ, ağla, içir, emzir, sağ, ağla, içir... Arada annemin sütüm olsun diye ağzıma tıktığı şeyleri yiyip içiyorum ama sanırım o süreçte hiç tuvalete gitmedim ve uyumadım. Zombi Esin Doruk'un karnını doyuruyor maceramız Doruk bir gün 3,5 kilo olunca bitti. Emmeye başladı, ben tuvalete gittim ve hiç üç saatten uzun olmasa da uyudum. Beynimin uyuşuk olduğu o dönemde yaptığım hataları sonradan gördüm.

Lohusalıkla ilgili uyarılar bir işe yaramıyor. Yaramaması için uğraşan bir sürü etken var: hormonlar, yeni bir can, uykusuzluk, acı... Lohusayı uyarmanın bir anlamı yok o yüzden. Etrafındaki insanları uyarmak gerekli. Daha anlayışlı, daha sabırlı ve yardımcı olmaları konusunda. Bu dönemin kolay atlatılması ve kısa sürmesi için bu gerçekten çok önemli.

Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder