30 Eylül 2016 Cuma

D-Man Konuşuyor

Doruk konuşmaya çok geç başladı. Ben işe döndüğümde ondokuz aylıktı ve daha 'anne' dememişti. Üçüncü gün demeye başladı. Aslında her şeyin farkında ama işaretle her şeyi anlatabiliyor diye tembellik yapıyor, birkaç gün anlamazlıktan gel bak nasıl konuşacak dediler. Acelem yok dedim. Erkek çocuk geç konuşur derler. Eninde sonunda konuşacak. Çocukla inatlaşmaya, anlamazlıktan gelip çıldırtmaya gerek yok. Herkes bir şey der ya dediler. Desinler. Oğlumu kıyaslamayın dedim. Benimle uğraşmayın dedim. Sen onu boşver de nolacak bu memleketin hali dedim. Dedim.

Sonra konuşmaya başladı. Bazı çocuklar erken konuşur, söyleyebilecekleri her şeyi pat diye söylerler. Bazıları da biriktirip konuşur. Düzgün konuşur. Doruk biriktirip konuşanlardan. Kelime kelime uğraşamam, benim olayım cümlelerle diyenlerden. Evet, bunlar herkesin bildiği, yaşadığı şeyler. Asıl konuya geçiyorum.

Düzgün konuşuyordu ama fazla düzgün konuşuyordu. İki yaşını doldurmamıştı daha, içindekileri dökülmeye başlayalı birkaç gün olmuştu ki üçüncü cümlesini kurdu "Babanın iki tane saati vay." İki yaşında "Musu veydiğim için ondan vey (muzu verdiğim için fıstık ver)" gibi hesapçı cümleler kurmaya başlamıştı. Kelimelerde ufak tefek problemler var evet ama düşük cümle sayısı çok çok az, onların da olmadığını anlıyor ve düzeltmeye çalışıyor genelde. Şu an iki buçuk yaşında daha uzun cümleler kurabiliyor. Kendi uydurduğu hikayeleri çok düzgün bir sıralamayla anlatıyor. Bir şeyi anlatamadığı ya da anlatamadığım olmadığı için uzun uzun sohbet edebiliyoruz.

Çünkü benim oğlum üstün zekalı :)) 

Demek isterdim ama o her şeyi çocuğunun üstün zekasına bağlayan 'üstün' zekalılardan değilim neyseki. Yeni nesil bizden zeki, evet. Olmalı da, normal. Ama hepsi çok zeki. Ve doğar doğmaz zeka ölçümüne girmek çocuklar için çok büyük bir haksızlık bence. Doruk, böyle devam ederse ileride bir gün kendine yetecek bir çocuk, çoğu çocuk gibi. Bu benim için yeterli bir bilgi.

Peki nasıl böyle mükemmel konuşuyor?
Çok sevdiğim bir büyüğüm "Doruk tanıdığım bazı edebiyatçılardan daha düzgün konuşuyor." diyene kadar fazla dikkat etmemiştim aslında ne kadar düzgün konuştuğuna. Sonra iki buçuk yaş kontrolü için doktoruna gittik ve ben Doruk'un neden bu kadar düzgün konuştuğunu anladım. "Doruk bir çok yetişkinden düzgün konuşuyor. Kitap dili kullanıyor. Demekki çok kitap okumuşsunuz Doruk'a."

Evet, çok kitap okumuştum. Hala okuyorum. Ben okumasam Doruk istiyor ve kitap okumadan asla uyumuyor. Doruk'a kitap okumaya ne zaman başladığımı hatırlamıyorum. Karnımdayken bile olabilir. Doruk ikibuçuk yaşında ve birçok yetişkinden (ne yazıkki öyle) daha geniş bir kütüphaneye sahip.

Bir kitapta okumuştum "Liderlik, ayağa kalkıp ne düşündüğünü söyleyebilen kişilerin ulaşabileceği bir şeydir." Ne kadar doğru. Hepimiz konuşabiliyoruz ama iyi yerlere gelenler iyi konuşanlar oluyor genelde. Kim çocuğunun iyi yerlere gelmesini istemezki. Ve bunun için yapabileceğimiz en basit şey kitap okumak. Düzgün anlarsa, düzgün konuşursa yapamayacağı hiçbir şey yok.

Bu arada çocuğun duyduğu kelime sayısı arttıkça zekasının da geliştiğini gösteren araştırmalar var. Çok kitap okuyarak çocuğumuzun zekasını da olumlu etkiliyoruz demektir bu. O zaman ne yapıyoruz? Bol bol kitap okuyoruz. Hadi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder