Neredeyse yaz geldi. 2016 yazından kalma, bol anıyla dolu
Çıralı tatilimizi yazıya dökme zamanı geldi de geçti. Doruk’a kalsın diye
yazıyorum bunları. O nedenle yazının hepsini okumak istemezsiniz diye sizle
paylaşmak istediğim şeyi baştan yazıyorum. Ağustos sonu gibi Çıralı’ya tatile
gidin. Hele çocuğunuz varsa mutlaka gidin. Caretta carettaların yumurtadan
çıkma zamanı. Sabah erkenden kalkın ve bu muhteşem olayı tecrübe edin. Ruhumun
bir köşesinde yer edinen nadir tecrübelerden biri oldu. Siz de yaşayın isterim,
çocuklarınıza yaşatın isterim.
Ağustos sonu gittiğimiz Çıralı’da deniz kenarında bir
bungalovda kaldık. Kaldığımız yerde çok tatlı bir insanla tanıştık, Mehmet abi.
Doruk’un tatil dedesi. Daha önce de Çıralı’ya gitmiştik ama çok fazla
gezmemiştik, deniz tatili olmuştu daha çok. Mehmet abi bize bir plan yaptı ve
çok keyifli bir geziye dönüştü tatilimiz. Yine Mehmet abiden caretta caretta
zamanı olduğunu öğrendik. Tesadüfen seçtiğimiz tarih çok büyük bir şans oldu
bizim için.
Hemen her tatilimizde bir ayak daha doğrusu ayakkabı ıslatma maceramız ve sonrasında tek ayakkabıyla "Bem masunum, yamlışlıkla oldu. Yoksa ayaamı öyle önüme gelen hey suya sokmaya bayılmıyoymuştum aslımda." pozumuz oluyor. Eh rutinler bazen güzel olabilir. Şimdiden bu ve buna benzer pozlardan bir albüm oluşturabilirim :) Ne yani? Olimpos'a kadar gitmişken ördekleri doyurmasa mıydı benim kuzum. Ördek attığı krakeri görmeyince ayağıyla ittiriverdi şöyle. O kadar.
Diliniz, dininiz, ırkınız farklı olduğu halde kumda oynadınız, arabalarınızı paylaştınız, atıştırmalıklarınızı paylaştınız, tekne turuna gittiniz ve çok güzel koylarda birlikte yüzdünüz. Neden yirmi otuz yıl sonra da aynı şeyleri yapamayasınız?
Ah! Bir de Luca, ailesi ve Mehmet abiyle Gelidonya Feneri maceramız oldu ki sanırım yapmasaydım olurdu dediğim tek şey bu. Çocukla gidilmez, hele "Anneee kucaanaaa" diyen çocukla hiç gidilmez. Belli bir yere kadar araçla gidip, sonra yürümek gerekiyor. Tırmanmak desem daha doğru olur. Sonuçta manzara harika ama manzaraya bakacak halim kalmadığından bir de dönüşü düşündüğümden manzaranın muhteşemliği dişimin kovuğuna yetmedi :)
Ertesi gün yine bir antik kent (Myra) ve müze gezisi olayına girdik ama annesinin hali olmadığından küçük adamım babasıyla takıldı daha çok.
Bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder