23 Mart 2018 Cuma

Büyüt Beni Oğlum..

Annelik müthiş bir kişisel gelişim aracı. Tabi eğer farkındaysan. Bir çocuk büyüyor gözünün önünde, görüyorsun, duyuyorsun. Becerebiliyorsan tabi. Büyütürken bütün hayatına etki edecek çatlakları düşünmek zorundasın. Buna kafa yormak kendi çatlaklarını gösteriyor insana. Onda çatlak açılmasın diye didinirken kendi çatlaklarını sıvamayı da öğreniyorsun. Çok kolay olmuyor ama önce fark etmek, sonra evladın için didiniyormuşçasına kendin için de emek vermek gerekiyor.

En büyük çatlaklar çocukken oluşuyor hepimiz biliyoruz. Bazılarıyla yüzleşmesi kolay değil. Yüzleştikçe çatlayabiliyorsun, çatladıkça içine dolan su seni dibe çekiyor, batırıyor. Ama sonra.. Daha kötüsü olmaz deyip daha daha kötüsünü gördüğün, dibe vurduğun gibi, artık iflah olmam dediğin anda su yüzüne çıkıyorsun. Nasıl olduysa oldu, çatlak matlak yok. Güneşin tadını çıkarıyorsun.

Etrafınıza bir bakın, gerçekten mutlu olan kaç kişi var? Hepimiz çatlak patlak yusyuvarlak olmuşuz büyürken. Ben bakıyorum da etrafımda hiç kimse mutlu değil. Doruk’tan başka, çocuklardan başka. Bütün kitaplar boktan hayatları anlatıyor, karamsar. En komedisinde bile mutlaka bir dram var filmlerin. Çocuk kitapları dışında, çocuk filmleri hariç. Bundan çıkarmamız gereken bir ders yok mu sizce de? Çocuklardan, belki kendi çocukluğumuzdan öğrenmemiz gereken bir şey.

Bir noktada mutsuz olmayı öğreniyoruz, bir yerde dışlanıyoruz, bir zamanda sıkışıp kalıyoruz. Bir şey ya da şeyler dokunuyor hayatımıza ve yapışıp kalıyor bazen. Atamıyoruz üstümüzden, ittikçe sıkıyor, silkindikçe daha çok yer kaplıyor. Hatırlamıyoruz belki, unutuyoruz ama tüm hayat kalitemizi dibe çekiyor bütün bunlar. Çatlaklarla yaşayıp ölüyoruz çoğu zaman. Ama işte anne olunca, oğlum da benim gibi çatlamasın, kırılmasın diye uğraşınca daha net görüyorsun. Nerde sıkışıp kalmışım, beni böylesi etkileyen şey ne ya da kim? Müthiş bir şey bu. Gecikmiş bir aydınlanma. Anlama. Kabul etmesi zor oluyor bazen. Bazen inanması bile çok zor. Zaten kolay olan ne var? Ama sorunun kaynağını bulunca çözmesi daha kolay oluyor. Kolay değil, sadece daha kolay.

Ben çatlaklarımla yaşayıp ölmek istemiyorum. O yüzden bu süreci fazlasıyla içselleştirdim. Neresindeyim bilmiyorum. Çünkü sürekli yeni bir çatlak keşfediyorum. Doruk’a baktıkça, onu düşündükçe kendimi iyileştirmem gerektiğini görüyorum. Ne kadar uğraşsam da çatlaklarımın ona dokunacağını biliyorum çünkü. Onun için belki, söylemesi çok zor -kendini düşünmeye alışık olmayan insanlarız ya- kendim için belki de kremalı börek sütlü çörek bir hayat istiyorum artık, çatlaksız patlaksız. Bu yüzden işte anneliğimi kullanıyorum. Kişisel gelişim için, kişisel iyileşme için, ne derseniz deyin annelik mucizevi bir araç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder