6 Kasım 2015 Cuma

Laranjit ve Ülkemizin Doktor Gerçeği

Mesleğini hakkıyla yapan gerçek doktorları öfkemin ve yazımın dışında tutarak başlamak istiyorum. 

Geçen pazar günü Doruk gece ağlayarak uyandı. Ama nasıl bir ağlama. Daha önce onu hiç böyle görmemiştim. Öksürüyor da balgam çıkarmaya çalışıyor ama çıkaramıyor, o yüzden de nefes alamıyormuş gibi. Bir koşup bana sarılıyor, bir şey yap kurtar beni der gibi, bir koşup cama vuruyor, öylesine çaresiz bir ağlama. Aklıma geldikçe gözlerim doluyor. Su içirmeyi denedim, içiremedim. Ne yapacağımızı bilmediğimiz, daha önce böyle bir şey duymadığımız için hemen acile gittik. Doktorun adını vermeyeceğim ama hastane Memorial, öyle uyduruk bir hastane de değil. Doktor baktı, laranjit dedi. Buharla verilen bir ilaç verdi, sonrasında kortizonlu bir iğne yaptı ve tekrar soğuk buhar verdi. Öyle çaresiz bir durumda doktora güveniyorsun ister istemez. Doruk sakinleştikten sonra doktora laranjitin ne olduğunu ve kortizonun olmazsa olmaz mı olduğunu sordum. Öğrendiğim şey, bu tedaviyi yapmasaydık işin ilerleyip akciğerin tıkanmasına yani ölüme varabileceğiydi. Ve kortizon mutlaka yapılmalıydı. Hatta bir daha böyle bir durum olursa hemen hastaneye gitmeliydik. Ama şimdi sıkıntı bitmişti, daralırsa açık havaya çıkarın dedi ve başka ilaç vermedi.

Eve dönerken ruh halimizi siz düşünün. Doruk ölümden dönmüştü. Basit bir öksürük olarak nitelendirip evde kalsaydık... Boşluğu siz doldurun, yapacak gücüm yok gerçekten.

İki gün sonra, ben işteyken Mürvet abla aradı. Doruk yine hırıltılı ve yine çaresizce ağlıyor. Sesini duyuyorum. Mürvet ablanın sesi de ağlamaklı. Tabi hemen panikliyorum, ölüm kelimesi beynime işlemiş çünkü. Kanın beynime gittiğini hissediyorum, sakin olmam gerektiğini düşünüyorum ama. Bir şekilde organize ediyorum. Onlar ordan çıkıp acile gidiyorlar, baba daha yakın o da onlarla hastanede buluşuyor. Ben de çıkıp sonradan gidiyorum. Be sefer gittiğimiz hastane Acıbadem. Ben gittiğimde doktor görmüştü Doruk'u. Ne dedi diye soruyorum. Laranjit sırasında önceki doktorun tedavisi doğruymuş ama tedavinin devam ettirilmesi gerekiyormuş. Ettirilmediği için de kulaklarında su birikmiş. Üç doz buharlı ilaç ve antibiyotik tedavisi vermiş. Buharla ilaçları aldıktan sonra acilden çıkıp hemen bir KBB doktoruna gittik. Çünkü kulak hassas bir konu ve bu konuda uzmanından başkasına güvenilmeyeceğini duyduklarımdan, gördüklerimden ve hatta yaşadıklarımdan biliyorum. KBB uzmanı çocuk doktorunun verdiği tedaviyi yetersiz buldu ve farklı bir tedavi verdi. Bu farklı bir yazı konusu olsa da kısa bir not, çok güvendiğiniz çocuk doktorunuza bile kulak konusunda kesinlikle güvenmeyin. İş sonunda ameliyatla kulağa tüp takılmasına varabilir. Neyse, şu an bu tedaviye devam ediyoruz ve Doruk iyi.

Dün internetten  laranjit nedir diye araştırayım dedim. Bir sürü yazı okudum. Özellikle üç yaş altı sık sık görülürmüş akut laranjit. Ölümcül olabildiğiyle ilgili hiçbir şey göremedim. Kortizona hiç denk gelmedim. Yoğunlukla tedavi yöntemi ıhlamur, bal ve açık hava. Beynimden aşağı kaynar sular döküldü ama hala internet doktoruna güvenip gerçek doktorları yargılayamam diye düşünüyorum. Daha önce bildiğim ve severek takip ettiğim Dr. Kadir Tuğcu geldi aklıma. Hiç yapmayacağım bir şey yaptım ve anneoluncaanladim.com sitesine üye olarak soru sordum. Aldığım cevap şöyle:


"Hicbir zaman olen hasta olmamistir. Ayrica da, Hastaneye gitmek icin sokaga ciktiginiz anda, soguk havanin etkisi ile zaten acilma olur. Palavra sikmis. Kasten korkutuyorki, her oksurukte hastanelere gidesiniz.
Tek doz Decort(yarim ampul) yeterlidir, SAKIN baska hicbir ilaci kullanmayin. Olume gider lafi palavradir. Boyle basit bir hastaligi abartip, sanki muhim bir is yapilmis havasi basiyorlar..
Krup (veya Akut Larenjit) 3 gece hastaligidir, ondan sonrasi basit bir Grip gibi seyir gosterir. Sadece; Limonlu bal, Serum fiz ve ColdMix yeterlidir. Eski mailleri okuyun.

Okumadiginiz icin sizleri boyle kazikliyorlar.. Siz bir sey degil, olan cocuga oluyor, bosuna hirpalaniyor.
Kulaktaki sivi ile, Larenjit'in bir baglantisi yoktur. Soylenenler hep; alavera-dalavera..." 
Laranjit aslında çok basit bir hastalık. Ölüm... Hikaye. Para için mi bunlar? Lanet olsun diyorum. Doktorlara şiddet haberleri var ya hani lanetlediğimiz, ne biçim milletiz dediğimiz. Ulan iki yaşını doldurmamış bebeğe boşuna kortizon vermiş, gidip kaşını gözünü dağıtsam haksız mı olurum? Benim uzmanlık alanım değil bir KBB uzmanına gösterin demeyi kendine yedirememiş, ömrünün ilk iki yılını üç ameliyatla atlatmış bir dördüncüsünü olma ihtimali olan oğluma bir de kulak ameliyatı olma riskini yapıştırmış, saçını başını yolsam haksız taraf ben mi olurum yani? Elimi vicdanıma koyuyorum ve diyorum ki şiddet uygulayan taraf her zaman haksız olmayabilir. Hatta ve hatta şiddet uygulamış olması bile onu haksız konumuna getirmeyebilir. Biz böyle lanet olası bir milletiz ya, doktorlar da bu milletten çıkıyorlar işte. Biz çok da etkilenmeden atlattık, doktorlara güvenmememiz gerektiğini bir kez daha öğrendik. Belki çok daha kötüsü bile olsa şiddet uygulayan taraf olamam ama ne hissettiklerini anlıyorum artık.

5 yorum:

  1. Yalnız dekort da kortizonlu ilaç. Ve bebeği çok rahatlatıyor. O nefes darlığını yaşatacağına bebeğe yarım ampulden bir zarar gelmez. Ihlamur balı bebeğe içerebiliyorsanız hastayken tebrikler. Ayrıca krup larenjitte bazen ciddi rahatsız edici tıkanır çocuk ve adrenalinli buharı vermeniz gerekir.
    DAYAK konusuna gelince bazen herkes dayağı hak eder ama genelde bu doğru zamanda doğru kişiye uygulanmamakta bir fayda da sağlamamaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlaç verilmesine değil, boşa fazla doz ilaç verilmesine haklı olarak tepki gösterdiğimi düşünüyorum. Ihlamur balı vermenin kolay olduğunu da söylemedim, ıhlamur ve balla iyileşebiliyorsa ölümcül değildir diye düşünüyorum sadece. Bu şekilde korkutulmaktan, anlamadıkları konularda çok biliyormuş gibi davranmalarından rahatsızlık duyuyorum. Gereksiz tetkik ve yanlış doz tedavi (bu doz fazla ya da az da olabilir, ilaç konusunda obsesif değilim) özellikle de özel hastanelerde bolca karşılaştığımız şeyler ne yazık ki.
      DAYAK konusuna gelince şiddetin her türlüsüne karşıyım. Bir caniye bile gösterilmemeli, kimsenin hiçbirimizin buna hakkı yok. Ama o kadar çok ameliyat oldu ki oğlum, bir doktor hatası yüzünden bir ameliyat daha olması gerekseydi o doktoru dövmeyi çok isterdim. Bu döveceğim anlamına da gelmiyor, buna hakkım olduğu anlamına da gelmiyor.

      Sil
    2. O kdr çelişkili ki yazdiklariniz... oğlunuzu ameliyat edenler de doktordu hatırlatırım. Ayrıca muayene eden değerlendiren hekime değil de internette sorduğunuz ve çirkin ithamlarda bulunan birine inanmanız çok ilginç... ballı ıhlamuru icirebileceginizi mi sanıyorsunuz nefes darlığı olan çocuğa? Bu ülkede en büyük sorunumuz bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak...

      Sil
    3. Gerçek doktorlara hiçbir lafım yok ama işini yapan hiç kimseye de kurban olamam. Saçmalamanın alemi yok. Doktorları tanrısallaştırmanız bu ülkedeki asıl sorun (bazı doktorların sorunu bu tabi, kendini yüksekten görmeyen doktorlar da var neyse ki). Her meslekte olduğu gibi bu meslekte de iyiler ve kötüler var. Ben burada yaşadığım bir durumu anlatıyorum, internetten bulduğum bir doktor da değil Kadir Tuğcu. Diğer doktorun adını bile bilmiyorum. Bu ülkedeki birçok doktor gibi ilacı dayayıp başından savuşturan bir doktor belki de. Çok şükür fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmaya çalışıyorum. O yüzden de sorguluyorum, doktorları da sorguluyorum, başkalarına da soruyorum. Sorgulanmak istemeyen despotluk da bilimin tıp dahil hiçbir alanına yakışmıyor. O nedenle sorgulanmayı kabul etmeyen, hatta ve hatta kendini asla sorgulamayan doktorları da doktor olarak kabul etmiyorum.

      Sonrasında da bu hastalık devam etti ve göğüs hastalıkları uzmanına gittik. O da doktor. Gereksiz ilaç kullanmadan atlattık bitti gitti çok şükür. Doktor var, hiç doktor olmaması gereken doktor bozuntusu var. Bu duruma özel söylemiyorum bunu, genel olarak böyle.

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil